22 Haziran 2009 Pazartesi

Balkon Güncesi



Henüz bir adım atmıştı ki sıcak hava yüzünü selamladı. Geriye doğru bir adım attı. Anlık bir tereddütün ortasında kaldı. Bir anlık düşünmeden sonra tekrar balkona çıktı. Bahar geldiğinden beri balkona çıkmaya heves ediyordu; ancak kısa süreli oturmaların ardını aksırıklar alıyor,alerjisi kendini hissettiriyordu...

Pazar gününüm dinginliğinde balkonda oturup,kitap okumaya niyetlendi. Altına ahşap bir sandalye çekti. Ankara'nın bir kısmını gözler önüne seren balkonun manzarasına gözleri takıldı bir süre. Neden sonra balkona çıkışının asıl amacını hatırladı,kitabı açtı,kaldığı yerden devam etti:

" Samim onu görür görmez anladı ve söylendi:

- Sende bir şey var.

Tasdike de,inkara da cesareti olmayan Meral sordu:

- Ne var?

- Onu ben sana sormalıyım. "



Yoldan geçen simitçinin sesine takıldı kulakları.Aynı anda köşedeki Kahvehane'den iki kişi çıkıyor,yüksek perdeden sesleriyle sohbet ediyorlardı. Ve yine kitaba daldı :

" Meral'in sesinde, göstermeğe çalıştığı tabiliği bozan bir titreklik vardı. Önlerindeki masa küçük ve yuvarlak olduğu için, Samim onun bütün vücudunu görebiliyordu. Dizleri birbirine yapışık ve bacakları ayrıktı. Eskiden beri Samim, gizlenmiş hislerin ve günah temayüllerinin dizlere tesirine dikkat etmişti... "

Tek tük araç geçiyordu caddeden. Pazar'ın rehavetinden olsa gerekti caddenin bu dinginliği.Kitaba devam etti:

" Meral kalktı. Samim'in elini sıkan parmakları gevşekti. Onunla gözgöze gelmekten kaçınır gibi bir hali de vardı. Kendisini koparır gibi ayrılıp gittikçe sürati artan adımlarla yürümesi de Samim'in dikkatinden kaçmadı. "

Sonrasında sükûtu bozan o muazzam ses:

- Allah u ekber, Allah u ekber...


Not: Konuşmalar Peyami Safa'nın Yalnızız romanından alıntıdır.


Kelimelerin Ahengi

2 yorum: